29 EKİM CUMHURİYET BAYRAMI

 

Üzerinde yaşadığımız coğrafya tarihin ilk çağlarından beri, büyük kültürlerin, büyük devletlerin, büyük hayat tarzlarının, büyük düşüncelerin toprağı olarak bilinmektedir. Anadolu bağrında bu denli büyük gücü arzularken bu topraklarda yaşayıp da güçlü bir devlet, güçlü bir millet olmak kaçınılmaz bir kader olmalıdır. Millet olarak binlerce yıllık şanlı tarihimizde nice devletler kurmamız bu güç üzerine olmuştur. Kurulan her Türk devleti küllerinden doğmuş, bu kuruluşlar yeni yürüyüşlere, yüce dirilişlere, kutlu zaferlere sahne olmuştur. 29 Ekim 1923'te bu kuruluşların sonuncusu ve sonsuza dek süreceğine inandığımız ve bu doğrultuda çalıştığımız Türkiye Cumhuriyeti'mizin başlangıç tarihidir. Bugün 97. Yıl dönümünü kutladığımız cumhuriyetimizin sevincini ve gururunu milletçe yaşamaktayız.

 

29 Ekim 1923 tarihinde kurulan Türkiye Cumhuriyeti binlerce yıllık devlet anlayışımızın en güzel halini göstermektedir. Cumhuriyetimiz 97 yıllık serüveninde medeniyetimizden, geleneklerimizden ve inanç yapımızdan beslenerek; modern, çağdaş bir gelişimle büyümesine devam etmektedir. Cumhuriyetimizin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün bizlere hedef çizdiği muasır medeniyetler seviyesine ulaşmak için eğitim camiası olarak bizlerde canla başla çalışmak zorunda olmamız bilincini doğurmuştur. Bizler eğitim camiasının birer neferleri olarak cumhuriyetimizin her bireyini en iyi şekilde yetiştirmeyi boynumuzun borcu olarak bilmeliyiz. Bu doğrultuda halka hizmet, devlete hizmet, devlete hizmet Hak'ka hizmet etmektir mantığıyla hareket etmekteyiz. Bizler en değerli hazinemiz olan öğrencilerimizi bir yandan modern şartlarda yeni dünya düzenine hazırlarken diğer yandan da Kurtuluş Savaşı'nda yedi düvele karşı yaptığımız mücadele sonucunda kurduğumuz Türkiye Cumhuriyeti'nin hangi şartlarda doğduğunu öğrencilerimize anlatmalıyız. Bu anlatımın en anlamlı günü; 29 Ekim işte bu bilincin eseridir.

 

29 Ekime'e ulaşmak ve 29 Ekim'i yaşatmak için birçok vatanseverin yaşam öyküsü bizlere ilham kaynağı olmuştur. Aziz milletimizin 1071 yılında Malazgirt'te başlattığı bu toprakları yurt edinme macerası bin yıllık bir çınara dönüşmüştür. Bin yıldır üzerinde yaşadığımız aziz vatanı yurt edinen milletimiz her yönden güçlü olmak zorundadır. Nitekim tarih sahnesi bizlere güçsüz kaldığımız durumlarda başımıza gelen büyük yıkımları, büyük felaketleri her defasında göstermiştir. Nitekim değişen dünya şartlarında güçlenen Türkiye'nin önüne konan engeller, yapılan saldırılar ve girişimler Türkiye'nin güçlenen yapısının önünden çekilmeye mecburdur. Milletçe bertaraf ettiğimiz hain 15 Temmuz saldırısı bunun son örneğidir. Bu saldırıları yapanlar Türkiye'mizin gücünü acizlik içinde artık görmektedir.

 

Eğitime yaptığımız ve yapacağımız yatırımlar gelecek olağanüstü günler için atılan temellerin daha derinlere serpilen tohumlarıdır. Eğitim neferleri olarak muasır medeniyetlere ulaşma isteğimiz tohum olarak serptiğimiz öğrencilerimizi altın çiçekler halinde cihanın dört bir yanında ışıl ışıl açmasıyla, kendine özgü kokusuyla, o eşsiz güzelliğiyle yansıtıldığında; kendimizi başarılı göreceğimiz hedefini bizlerde oluşturmuştur. Bizler cumhuriyeti kötürümleşmiş, peşin hükümcü, dejenere olmuş bakış açılarıyla değil; taze bir ruhla, canlı yüreklerle, medeniyetimizin, inancımızın değerlerine bağlı kalarak yükselteceğiz. Bin bir mozaikli yapımızın nerede bir taşı düşse onu yeniden yerine koyacağız ve daha büyük yapılarla, sanatsal bir ruha ulaşmayı hedefleyeceğiz.  Milletimizin şanlı tarihine yakışacak şekilde Türkiye'mizin cumhuriyetini 100. yılına yaklaşırken her gününü bir doğuş ve her zaman capcanlı bir çınar sayacağız.

 

Sözlerime başta Gazi Mustafa Kemal Atatürk olmak üzere aziz şehitlerimize rahmet, gazilerimize minnet dileklerimle son veriyor, Türkiye Cumhuriyeti'nin 97. yılını tebrik ediyorum.

 

                                                                                                 ALPER ASIM ÖZER

                                                                              EYÜPSULTAN İLÇE MİLLİ EĞİTİM MÜDÜRÜ